HAZRET-I PEYGAMBERIN
YÜKSEK TEVAZUSU
Peygamber Efendimiz, yaratıkların en
şereflisidir. O kadar yüksek
mertebesiyle beraber pek ziyade mütevazi idi. Fakirleri ve zayıflan
daima
okşar, misafirlerinin altlarına kendi mübarek elbiselerini döşeyecek
kadar ikramda bulunurdu. Bir meclise girince, nerede boş yer bulursa
orada
oturmak ister, bulunduğu meclislerde
elbisesini toplu tutup etrafa yaymazdı. Bununla beraber bulunduğu
meclislerde herkesten çok vakarını korurdu. Söze gerek görmedikçe
susardı. Gülmek gerekince tebessümle yetinirdi. Huzurlarında
bulunanlar da son derece edebe riayet eder,
başlarını aşağıya eğerlerdi. Konuşurken
seslerini yükseltmezlerdi. Gülmeleri de tebessümü aşmazdı.
Peygamber Efendimiz acizlere,yoksullara o kadar iltifat ve tevazu
gösterdiği
halde, kendileri ile görüşmelerde bulunduğu hükümdarlara karşı
asla küçüme göstermez, Risalet makamının
ulviyetini korumadan hiç bir zaman geri durmazdı. Kayserlere, Kisralara
gönderdiği
mektublannda daima mübarek ismini önce belirtirdi. Kendilerini hiç
çekinmeden
islam dinine davet ederdi. Kabul etmedikleri takdirde, azaba
uğrayacaklarını,
saltanatlarının ellerinden çıkacağını kendilerine
açıkça duyururdu.