Bismillahirrahmanirrahim
Haram bir içecek ile tedavi olmak caiz değildir. Resûlullah (S.A.V) Efendimiz, her hastalık için meşru ve helal olan bir ilacın varlığına parmak basmaktadır. Ebu Derda (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V) Efendimiz:
"ALLAH Teâlâ Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın."
1) buyurmuşlardır.
Domuzdan üretilmiş jelatin veya alkol içeren bir ilacın kullanılması caiz değildir.
Jelatin, ilaç kapsüllerinde kullanılmaktadır. Hammadde olarak ucuz olduğu için domuz ürünleri kullanılmaktadır. Özellikle deli dana hastalığından sonra ilaç ve vitamin kapsüllerinin üretiminde sığır yerine domuz jelatini kullanımı artmıştır.
Bu şekilde domuz jelatini kullanılmış bir ilacın içilmesi haramdır. Çünkü üretim esnasında kimyasal bir değişim olmadığından domuzun pis olma özelliği değişmemektedir.
Alkol sarhoş edici olduğu için, içinde alkol bulunan bir şeyi çiğnemek, yutmak veya içmek ve böyle bir içecek ile tedavi olmak caiz değildir.
Tarık b. Süveyd, Resûlullah (S.A.V) Efendimize, tedavi için şarap kullanmayı sormuş, Resûlullah (S.A.V) Efendimiz de onu bundan nehyetmiş. Sonra o bunu Resûlullah (S.A.V) Efendimize tekrar sormuş. Resûlullah (S.A.V) Efendimiz onu yine nehyetmiş. Sonra O, Resûlullah (S.A.V) Efendimize:
- Ey ALLAH’ın Peygamberi, şarap gerçekten şifadır, demiş. Resûlullah (S.A.V) Efendimiz de:
Hayır, o şifa değildir, fakat hastalıktır, buyurmuştur.(2)
Ancak ilaç yapımı esnasında kimyasal tepki neticesinde alkol, alkol olma özelliğini kaybederse, o zaman kullanmakta bir sakınca yoktur.
Görülüyor ki ilacı, dinimiz haram kılmıyor, asıl itibariyle temiz ve helâl maddelerden yapılmasını emrediyor. Her hastalığın temiz ve helâl maddelerden elde edilebilecek bir de ilacı vardır.
Bu konuda hem hastaya hem de doktora görev düşmektedir. Hastalar olarak yazılan ilaçların kaynaklarını kontrol etmeli, bu hususta itina göstermeliyiz. Doktorlar olarak da dini inançlara saygının bir gereği olarak bu tür haram madde içeren ilaçlar yerine muadilleri olan helal alternatifleri önermek gereklidir.
Alternatif ilaç olmaması durumuna gelince:
Helal ve temiz olmayan şeylerle tedavide bulunmak esas itibariyle caiz değildir. Ancak başka bir ilaç bulunmadığı takdirde Müslüman, âdil bir doktorun göstereceği lüzum üzerine caiz olabilir. Şöyle ki bir hastalığın veya bir hastalığa sürükleyecek bir zafiyetin tedavisi için mubah bir ilaç bulunmazsa, böyle bir doktorun "şifa ümidi vardır" diye tavsiyesi üzerine li-aynihi (kendileri haram olan şeyler: Leş, domuz eti, şarap vb.) haram bir şey ile zaruret miktarı tedavi caiz olur. Şifa vereceği kesin olarak biliniyorsa, haram ile tedavi caizdir; bilinmiyorsa, mubah değildir. Açlık halinde murdar hayvan yemek, susuzluk halinde şarap içmek ve boğazda kalan lokmayı indirmek, boğulmayı önlemek için şarap içmek nasıl caiz ise, şifa vereceği kesin olarak bilindiği takdirde, haram yiyecek ve içeceklerle tedavi de öylece caizdir. Ancak onlarla şifanın hâsıl olacağı bilinmiyorsa, tedavi caiz olmaz.
Unutmayalım ki, bir ucu dine dayalı tıbbî meselelerde dinimiz "tabib-i müslim-i hâzık"ın (Müslüman ve sahasında uzman bir doktor) tavsiyesine uymayı emreder. Müslüman kişinin bu çeşit meselelerde doktor tavsiyesine uyarken, doktorunda bu özellikleri araması gerekir. Burada Müslümanlık vasfı, Müslüman olduğunu söylemekle birlikte namazını kılmayan, haramlardan kaçınmayan kimsede tahakkuk etmeyeceği kanaatindeyiz.
dipnot
(1) Ebu Dâvud, Tıbb:11
(2) Ebu Dâvud, Tıbb:11