http://ailem.zaman.com.tr/images/2007/06/08/islam.jpg
Gençlik, Yüce Allah’ın insanlara bahşettiği ömür nimetinin, çok iyi
değerlendirilmesi gereken önemli bir dönemidir, bulunmaz bir fırsattır.
Çünkü gençlik, çalışıp kazanma, evlenip âile kurma, insanlara yararlı
olma ve Allah’a ibâdet etme bakımından hayatın en verimli çağıdır. Bunun
için her insan, Allah’ın verdiği bütün nimetlerden ve özellikle de
gençliğini nerede ve nasıl harcadığından sorguya çekilecektir. Nitekim
Cenab-ı Allah, bu gerçeği Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle beyân buyurmuştur: “O
gün, hepiniz bütün nimetlerden sorguya çekileceksiniz.”
Hz. Peygamber (s.a.v.)’de, gençliğin önemine dikkat çekerek, “İnsanoğlu,
Kıyâmet gününde:
- Gençliğini nerede ve ne sûretle harcadığından,
- Yaptığı işleri ne maksatla yaptığından,
- Malını nereden ve nasıl kazandığından,
- Nerelere sarf ettiğinden,
- Vücudunu ve sıhhatini nerede ve ne suretle yıprattığından sorguya
çekilmedikçe, yerinden ayrılamaz:” buyurmuştur.
Gençlik, milletlerin geleceği ve en önemli güç kaynağıdır. Bunun için
her toplum, kendi geleceğini garanti altına almak, millî ve manevî
değerlerini yükseltip geliştirmek maksadıyla bilgili, görgülü, çalışkan
ve üretken nesiller yetiştirmeye önem vermektedirler. Çünkü, gençlerini
iyi yetiştirmiş olan toplumlar, güçlü ve sağlıklı bir yapıya kavuşmuş
olurlar. Eğer gençlik ihmal edilir, iyi eğitilmez, uyuşturucu, alkol,
tembellik veya sapık akımların ağına düşmeye müsait bir ortamda kendi
başına bırakılırsa, o zaman pek çok problem ve sıkıntılarla karşı
karşıya kalınır ve o toplumun geleceği de tehlikeye girmiş olur.
İslam Dîni, çocukların ve gençlerin ilim, fikir ve sanat bakımından iyi
yetiştirilmelerini, kendi başlarına düşünebilir ve bağımsız olarak iş
yapabilir bir konuma getirilmelerini, sorunlarının hoşgörü ve anlayışla
karşılanıp bunlara çözümler bulunmasını ve gençlerin yüksek bir ahlâka
sahip olmalarının sağlanmasını istemektedir. Dinimiz, bunun
sorumluluğunu da, başta ana baba olmak üzere, yetkililere ve topluma
yüklemektedir.
Sonuç olarak çocuklarımız ve gençlerimiz, bizim ümitlerimiz ve
yarınlarımızdır. Onları, ne kadar dinî ve millî değerlerimize göre
yetiştirir, ailevî, ekonomik, kişisel sorunlarıyla yakından ilgilenir,
özellikle ruh sağlıklarını bozucu her türlü etkiden koruyup, aile
hayatını teşvik ederek sağlıklı bir hayat biçimine kavuşturursak,
geleceğimizden o oranda emin oluruz.
“Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiye ve edepten daha değerli bir miras
bırakmış olamaz.” ve “İnsanlar içinde Allah’ın en çok sevdiği kimse,
kötülükleri terk edip iyiliklere yönelmiş olan gençtir.” (Hz.Muhammed