Hazret-i
Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), gencleri sorumluluk gerektiren
en yuksek gorevlere hazirlamis, hicbir zaman onlerine engel koymamis,
bilakis yerlesIk anlayislari degistirerek cok onemli seferlerde sancagi
onlara vermistir.
Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem),
Islam toplumunun sekillenmesinde genclere buyuk gorevler vermistir.
Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), genclerin kendine guvenli,
saglam bir kisilik gelistirmelerine imkan saglanmasinin onemini cok iyi
biliyordu. Resûlullah’in (sallallahu aleyhi ve sellem) asiladigi onemli
ilkeler sayesinde genclik oyle bir seviyeye gelmistir ki; en zor
savaslara katilmislar ve dusmanla en on safta carpismislardir. Gencler,
cogu yasli sahabilerden olusan orduya komutanlik yapmislardir. Cogu
zamanlarda sancagi Hazret-i Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem)
bizzat kendisi genclere vermistir. Tebuk Savasi’nda Beni Neccar
Kabilesi’nin sancagini henuz 20 yaslarinda olan Hazret-i Zeyd bin
Sabit’e (radiyallahu anh - Allah razi olsun) vermistir. Bedir Savasi’nda
21-22 yaslarinda olan Hazret-i Ali’yi sancaktar yapmistir. Hayber’in
fethi esnasinda da ayni sekilde Hazret-i Ali (radiyallahu anh) en onemli
gorevi yerine getirmistir. Resulullah, Beni Kudaa uzerine gondermek
uzere hazirladigi birligin sancagini, Hazret-i Usame bin Zeyd’e
(radiyallahu anh) vermistir. Bu birlik aralarinda Hazret-i Ebu Bekir
(radiyallahu anh), Hazret-i Omer (radiyallahu anh) ve Hazret-i Ebu
Ubeyde (radiyallahu anh) gibi muhacirler ve Ensar’dan onde gelen
sahabilerin de yer aldigi mucahitlerden olusuyordu. Peygamber
(sallallahu aleyhi ve sellem) savas oncesi Usame’yi ovmus ve
desteklemistir. Rivayete gore, Usame’nin yasi henuz 18 idi. Diger yandan
Allah Resulu zeka ve kabiliyetine guvendigi genclerin ilimde
uzmanlasmalari icin ne gerekiyorsa yapmis, ozellikle Ashab-i Suffa’yi
ozel olarak egitmistir.
Hazret-i Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) vahiy katiplerini de
genel olarak gencler arasindan secmistir ve Islam’a davet mektuplarini
da genclere yazdirmistir. Bazi gencleri de Suryanice ve Ibranice gibi, o
gun icin ihtiyac duyulan yabanci dilleri ogrenmeye tesvik etmistir. Bu
konuda kendisiyle yahudiler arasinda elcilik yapmak uzere Hazret-i Zeyd
bin Sabit’i (radiyallahu anh) gorevlendirmistir. Efendimiz (sallallahu
aleyhi ve sellem), Hazret-i Muaz bin Cebel (radiyallahu anh) hakkinda;
“Ummetimin icinde helal ve harami en iyi bilen Muaz’dir” buyurmustur.
Sonucta ilimde en yuksek dereceye ulasmis olanlarin gencler olmasi,
Allah Resûlu’nun (sallallahu aleyhi ve sellem) bu olumlu yaklasimindan
cokca pay alindigini ortaya koymaktadir.
Islam genclerin omuzunda yukseldi
Islam hareketini asil yonlendiren ve onu toplumun yeni kimligine uygun
hale gelmesinde canla-basla destekleyerek Hazret-i Peygamber’e
(sallallahu aleyhi ve selem) yardimci olan genis bir idealist gencler
grubu vardi. Musluman olduklarinda bunlarin cogu 30 yasin altinda
bulunuyorlardi. Bu anlamda Islam’in bir genclik hareketi oldugunu
soylemek mumkundur. Islam’in gencleri arasinda,
*
Hazret-i Ali (10 yas),
* Hazret-i Zeyd bin Harise, Hazret-i Talha (15-17 yas),
* Hazret-i Abdurrahman bin Avf (17 yas),
* Hazret-i Sa’d bin Ebi Vakkas (17 yas),
* Hazret-i Abdullah bin Mesud (15 yas),
* Hazret-i Abdullah bin Omer (13 yas),
* Hazret-i Zubeyr bin Avvam (16 yas),
* Hazret-i Mus’ab bin Umeyr (18-20 yas),
* Hazret-i Osman bin Afvan (24 yas),
* Hazret-i Ebu Huzeyfe (30 yas),
* Hazret-i Ebu Udeybe bin Cerrah (31 yas)
gibi isimler yer aliyordu. Genc erkekler gibi genc kiz ve hanimlar da
Islam’i ilk secenler ve Peygamber Efendimiz’in ilim ve irfan halkasina
katilanlar arasinda yer aliyorlardi. Hazret-i Fatima binti el-Hattab
(Hazret-i Omer’in kardesi) (radiyallahu anha), Hazret-i Ebubekir’in
kizlari Hazret-i Esma (radiyallahu anha) ve Hazret-i Aise (radiyallahu
anha) bunlarin basinda gelir.
Hazret-i Mus’ab bin Umeyr (radiyallahu anh), zengin bir ailenin cocugu
idi. Mekke’de Kureys gencleri arasinda onun kadar mureffeh bir hayat
geciren bir baska genc yoktu. Islam’i hic itirazsiz kabul etti. Musluman
oldugunu ogrenen ailesi onu yakalayip eve hapsetti.
Hazret-i Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) henuz 21 yasinda iken
Hazret-i Muaz bin Cebel’i (radiyallahu anh) Yemen’e vali tayin etmis,
ona vefa ve sevgi duygulari icerisinde davranmisti.
Yine baska bir genc olan Hazret-i Ebu Huzeyfe (radiyallahu anh), Kureys
liderlerinden inancsiz olarak olen Utbe’nin ogluydu. Babasindan sonra
Kureys liderligi kendisini bekliyordu. O butun servet, itibar ve
rahatligi terk ederek, Islam’i, birlikte cileyi ve fakirligi secti.