Furkan,25/74
Muhterem Müslümanlar!
Kainatın en seçkin varlığı insandır. İnsan hayatının en verimli olduğu
dönem ise gençlik çağıdır. Gençlik, Yüce Allah’ın bizlere bahşettiği
nimetlerden biri olup, bulunmaz bir fırsattır. Bu nedenle kıymeti iyi
bilinmelidir. Nitekim sevgili
peygamberimiz, Yaşlılık gelmeden önce gençliğimizin kıymetini bilmemizi
tavsiye etmiştir. Geleceğini teminat altına almak isteyen milletler,
gençliğini kendi değerleri doğrultusunda yetiştirmek zorundadır.
Gençlik, temiz bir toplumun ve sağlıklı bir millet hayatının en önemli
unsurudur.
Toplumların yaşadığı güzelliklerin arkasında gençliğin olumlu
davranışları bulunduğu gibi; yaşanan facia ve kötülüklerin arkasında da
ihmal edilmiş gençlerin olduğu bir gerçektir.
Aziz Mü’minler!
Gençler, toplumun geleceğidir. Şu an sahip olunan maddi ve manevi
kazançların tamamı, gelecekte gençlerimize emanet edilecektir. Bu yüzden
ruh ve beden yönünden sağlıklı, inanç ve sorumluluk duygusuna sahip
gençlerin yetiştirilmesi en önemli görevlerimizdendir.
Tarih sayfalarına baktığımızda; önemli başarıların arkasında sağlam
karakterli, inançlı ve güven duygusuna sahip gençlerin var olduğunu
görürüz. İslam’ın yayılması ve gönüllere yerleşmesinde, hidayet yıldızı
olmuş pek çok gencin büyük katkıları olmuştur.
Yüce Milletimizin şanlı tarihinde de iyi eğitimcilerin nezaretinde
yetişmiş inançlı, bilgili ve sağlam karakterli gençlerin başarıları,
yüzyıllardan beri göğsümüzü kabartmaktadır.
Değerli Mü’minler!
Yüce Dinimiz İslam, gençlerin faydalı ilim, hür düşünce ve bağımsız
teşebbüs kabiliyeti ile yetiştirilmeleri konusunda ebeveyne, topluma ve
bilhassa eğitimcilere büyük sorumluluk yüklemektedir. Şurası
unutulmamalıdır ki; aileyi ve toplumu huzursuz eden alkol, kumar,
uyuşturucu bağımlılığı, Ateizm, Satanizm gibi yanlış inanışlara yönelme
ve ahlaki çöküntünün yayılması, gençliğin ihmal edilmesinden
kaynaklanmaktadır. Böylesine kötü durumlara düşmekten, gençleri korumak
yetişkinlerin en önemli görevidir.
Aziz Kardeşlerim!
Gençleri önemsemek, onları anlamaya çalışmak ve kendilerinde var olan
enerjiyi, dinamizmi ilim, fikir, sanat gibi faydalı neticelere
yönlendirmek gerekir. Bunun için gençleri, milli ve manevi değerlerine
bağlı, yaşadığı çağın farkında olan insanlar olarak yetiştirmek,
sorumluluk sahibi her fert, toplum ve müessesenin görevidir. İslam
büyüklerinden birine ait olan şu güzel söz, bu açıdan çok önemlidir:
“Çocuklarınızı yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları
çağın gereklerine göre eğitiniz”
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in
şu hadis-i şerifi ile tamamlıyorum: “Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlak
ve edepten daha güzel bir miras bırakmış olamaz.”
Word belgesi olarak çıktı almak için tıklayınız
Muhterem Müslümanlar!
Kainatın en seçkin varlığı insandır. İnsan hayatının en verimli olduğu
dönem ise gençlik çağıdır. Gençlik, Yüce Allah’ın bizlere bahşettiği
nimetlerden biri olup, bulunmaz bir fırsattır. Bu nedenle kıymeti iyi
bilinmelidir. Nitekim sevgili peygamberimiz, Yaşlılık gelmeden önce
gençliğimizin kıymetini bilmemizi tavsiye etmiştir. Geleceğini teminat
altına almak isteyen milletler, gençliğini kendi değerleri doğrultusunda
yetiştirmek zorundadır.
Gençlik, temiz bir toplumun ve sağlıklı bir millet hayatının en önemli
unsurudur.
Toplumların yaşadığı güzelliklerin arkasında gençliğin olumlu
davranışları bulunduğu gibi; yaşanan facia ve kötülüklerin arkasında da
ihmal edilmiş gençlerin olduğu bir gerçektir.
Aziz Mü’minler!
Gençler, toplumun geleceğidir. Şu an sahip olunan maddi ve manevi
kazançların tamamı, gelecekte gençlerimize emanet edilecektir. Bu yüzden
ruh ve beden yönünden sağlıklı, inanç ve sorumluluk duygusuna sahip
gençlerin yetiştirilmesi en önemli görevlerimizdendir.
Tarih sayfalarına baktığımızda; önemli başarıların arkasında sağlam
karakterli, inançlı ve güven duygusuna sahip gençlerin var olduğunu
görürüz. İslam’ın yayılması ve gönüllere yerleşmesinde, hidayet yıldızı
olmuş pek çok gencin büyük katkıları olmuştur.
Yüce Milletimizin şanlı tarihinde de iyi eğitimcilerin nezaretinde
yetişmiş inançlı, bilgili ve sağlam karakterli gençlerin başarıları,
yüzyıllardan beri göğsümüzü kabartmaktadır.
Değerli Mü’minler!
Yüce Dinimiz İslam, gençlerin faydalı ilim, hür düşünce ve bağımsız
teşebbüs kabiliyeti ile yetiştirilmeleri konusunda ebeveyne, topluma ve
bilhassa eğitimcilere büyük sorumluluk yüklemektedir. Şurası
unutulmamalıdır ki; aileyi ve toplumu huzursuz eden alkol, kumar,
uyuşturucu bağımlılığı, Ateizm, Satanizm gibi yanlış inanışlara yönelme
ve ahlaki çöküntünün yayılması, gençliğin ihmal edilmesinden
kaynaklanmaktadır. Böylesine kötü durumlara düşmekten, gençleri korumak
yetişkinlerin en önemli görevidir.
Aziz Kardeşlerim!
Gençleri önemsemek, onları anlamaya çalışmak ve kendilerinde var olan
enerjiyi, dinamizmi ilim, fikir, sanat gibi faydalı neticelere
yönlendirmek gerekir. Bunun için gençleri, milli ve manevi değerlerine
bağlı, yaşadığı çağın farkında olan insanlar olarak yetiştirmek,
sorumluluk sahibi her fert, toplum ve müessesenin görevidir. İslam
büyüklerinden birine ait olan şu güzel söz, bu açıdan çok önemlidir:
“Çocuklarınızı yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları
çağın gereklerine göre eğitiniz”
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifi ile
tamamlıyorum: “Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlak ve edepten daha güzel
bir miras bırakmış olamaz.”
Word belgesi olarak çıktı almak için tıklayınız
Muhterem Müslümanlar!
Kainatın en seçkin varlığı insandır. İnsan hayatının en verimli olduğu
dönem ise gençlik çağıdır. Gençlik, Yüce Allah’ın bizlere bahşettiği
nimetlerden biri olup, bulunmaz bir fırsattır. Bu nedenle kıymeti iyi
bilinmelidir. Nitekim sevgili peygamberimiz, Yaşlılık gelmeden önce
gençliğimizin kıymetini bilmemizi tavsiye etmiştir. Geleceğini teminat
altına almak isteyen milletler, gençliğini kendi değerleri doğrultusunda
yetiştirmek zorundadır.
Gençlik, temiz bir toplumun ve sağlıklı bir millet hayatının en önemli
unsurudur.
Toplumların yaşadığı güzelliklerin arkasında gençliğin olumlu
davranışları bulunduğu gibi; yaşanan facia ve kötülüklerin arkasında da
ihmal edilmiş gençlerin olduğu bir gerçektir.
Aziz Mü’minler!
Gençler, toplumun geleceğidir. Şu an sahip olunan maddi ve manevi
kazançların tamamı, gelecekte gençlerimize emanet edilecektir. Bu yüzden
ruh ve beden yönünden sağlıklı, inanç ve sorumluluk duygusuna sahip
gençlerin yetiştirilmesi en önemli görevlerimizdendir.
Tarih sayfalarına baktığımızda; önemli başarıların arkasında sağlam
karakterli, inançlı ve güven duygusuna sahip gençlerin var olduğunu
görürüz. İslam’ın yayılması ve gönüllere yerleşmesinde, hidayet yıldızı
olmuş pek çok gencin büyük katkıları olmuştur.
Yüce Milletimizin şanlı tarihinde de iyi eğitimcilerin nezaretinde
yetişmiş inançlı, bilgili ve sağlam karakterli gençlerin başarıları,
yüzyıllardan beri göğsümüzü kabartmaktadır.
Değerli Mü’minler!
Yüce Dinimiz İslam, gençlerin faydalı ilim, hür düşünce ve bağımsız
teşebbüs kabiliyeti ile yetiştirilmeleri konusunda ebeveyne, topluma ve
bilhassa eğitimcilere büyük sorumluluk yüklemektedir. Şurası
unutulmamalıdır ki; aileyi ve toplumu huzursuz eden alkol, kumar,
uyuşturucu bağımlılığı, Ateizm, Satanizm gibi yanlış inanışlara yönelme
ve ahlaki çöküntünün yayılması, gençliğin ihmal edilmesinden
kaynaklanmaktadır. Böylesine kötü durumlara düşmekten, gençleri korumak
yetişkinlerin en önemli görevidir.
Aziz Kardeşlerim!
Gençleri önemsemek, onları anlamaya çalışmak ve kendilerinde var olan
enerjiyi, dinamizmi ilim, fikir, sanat gibi faydalı neticelere
yönlendirmek gerekir. Bunun için gençleri, milli ve manevi değerlerine
bağlı, yaşadığı çağın farkında olan insanlar olarak yetiştirmek,
sorumluluk sahibi her fert, toplum ve müessesenin görevidir. İslam
büyüklerinden birine ait olan şu güzel söz, bu açıdan çok önemlidir:
“Çocuklarınızı yaşadığınız zamana göre değil, onların yaşayacakları
çağın gereklerine göre eğitiniz”
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifi ile
tamamlıyorum: “Hiçbir baba, çocuğuna güzel ahlak ve edepten daha güzel
bir miras bırakmış olamaz.”