Osmanlı Padişahları

Babası Ertuğrul Beyin 1281 de ölümü üzerine Kayi Boyu'nun idaresini eline alan Osman Bey, aşiret reisliğinden ise başlayarak kırk yılı asan bir zarfında gösterdiği mütemadi muvaffakiyetler üzerine: önce Selçukluların uç beyi, sonrada istiklâle işaret sayılır şekilde mustakilen harekat suretiyle , emrinin geçtiği toprakları büyültmesi sayesinden kendi adiyle anılan "Osmanlı Devleti"nin "kurucusu" olmuştur Eski kayıtlara göre; 1284 te Söğüt ve havalisinin Osman Beye verildiğine dair Selçuklu sultanından ferman gelmiş, beş yıl sonra da İnönü ve Eskişehir'in ilhakıyla emrindeki yerlere "uç Beyi" olduğu bildirilmiştir zira Osman Beyin Selçuklu Bizans hududunda gösterdiği muvaffakiyet üzerine, 1284 senesini takibenden yıllarda, bir nevi hudut valiliği mesabesinde olan uç beyliğini bizzat hakkederek aldığı muhakkaktır Osman Bey aslen Karaman'lı olan, tahsil için Sam'a gidip sufiyye mesleğine intisaba ederek dönen ve Söğütte halkı ircada başlayan büyük alim Şeyh Edeb Ali Hazretleri 'nin kızı Mal Hatun'la evlenir ve bu evlilikten Alâatiin Bey, Çoban Bey, Orhan Bey (padişah olmuştur), Hamid Bey, Fatma Hatun, Pazarlı Bey, Melik Bey adlarında çocukları olmuştur Bilecik ele geçirilince, Osman Bey burada bir cami ve kendisi için bir ev yaptırmış, şehrin kadılığını da kayınbabası Şeyh Ede Bali'ye vererek Bilecik'te bir müddet oturmuştur Onun için Bilecik'in kısa bir müddet için de olsa Osmanlılara merkezlik ettiği kabul edilir
1299 yılında Selçuklu sultani üçüncü Alâattin Keykubat bir isyan yüzünden merkezi hükümetten kaçarak ayrıldığından, devlet başsız kaldığı cihetle, bir kısım Türkmenler Osman Beyin yanına gelmişlerdir Böylece Osman Bey hem kuvveti artırdığından, hem de Selçuklu otoritesinin ortadan silinircesine zayıflamasından faydalanarak, eskisinden çok daha serbest harekete başlamıştır Onun içindir ki; eski Osmanlı tarihlerinin gelenek halini alan kayıtları vecihle 1299 senesi Osmanlıların istiklâl yılı olarak kabul edilmiştir 1301 de Yenişehir zapt edilerek merkez ittihaz edilmiş ve burası Bursa'nın zaptına kadar merkez olmakta devam etmiştir
Bursa şehri 1314 yılından itibaren kuşatılmaya başlanmış ve on iki yıl sürmüştür Nihayet âciz vaziyette kalan Bizans tekfuru şehri 1326 da teslim etmiştir Bursa kuşatması devam ederken Osman Bey 1324 de Söğüt'te vefat etmiştir Bursa'nın zaptı, babasının hastalanması üzerine abluka ve kuşatmayı idare eden Orhan Beyin zamanında vuku bulmuştur
Osmanlı devletinin kurucusu ve ilk hükümdarı sayılan Osman Bey azim sahibi ve islerini plânlı şekilde yürüten bir şahsiyetti
Harbleri: Ermeni-Beli çarpışması (1284), Kulaca - Hisar'ın fethi(1285?), Bilecik ve Yarhisar'in fethi(1298), Inegöl'ün fethi(1298?), Yenişehir'in zaptı(1301), Koyunhisar muvaffakiyeti(1301) Osman Gazinin Dinboz zaferi ve Kestel Ulubad kalelerinin zaptı (1306), Yalova , Akhisar, Geyve ve Lefke'nin fethi (1307 - 1313) Bursa kuşatması (1314 - 1326)

Osmanlı devletinin ikinci hükümdarı olan Orhan Bey zamanı, devletin tam mânasıyla kurulup ortaya cima ve teşkilâtlanma devridir Pürüzsüz ve kat'i istiklâl de Orhan bey zamanında tahakkuk etmiştir
İyi bir asker ve kudretli bir devlet adamı olan Orhan Bey, Osmanlı Beyliğinin topraklarını genişletme isini babasının bırakmış olduğu yerden devam etmiş, mühim isler yaparken devamlı şekilde bilgin, kumandan ve teşkilâtçı insanlardan faydalanmayı gözetmiştir Vezir Alâaddin Pasa, Candarlı Kara Halil, Hacı Bey Evrenos Bey bunların en mühimleridir
Bursa zaptedicince devlet merkezi Bursa'ya taşınmıştır İstiklâl alâmetlerinden biri sayılan hutbe Osman Gazi zamanında okunmuşsa da para basılmamıştı İlk Osmanlı parasının 1327 yılında Orhan Gazi zamanında Bursa'da basılması, tam istiklâlin de onun devrine isabetini gösterir
Osman Bey sağken bile aşiret teşkilatından devlet teşkilâtına geçme ihtiyacı kendini göstermişti Orhan Bey, Osmanlı devletinin nüve teşkilâtını kurarken, ilk olarak asker isini ele aldı Osmanlılarda ilk muntazam askeri teşkilât Vezir Alâaddin Pasa ile Candarlı Kara Halil'in gayretleri ile "Yaya" adiyle piyade "Müsellem" adiyle de süvari askeri meydana getirilmek suretiyle kurulmuş oldu Asker isinden başka arazi rejimi de düzene kondu Bâzı yeni nizamlar tesis edildi
Orhan bey mütemadi askeri hareketlerle ülkesini büyülttü Yani yeni topraklar zaptetti Bizans imparatoru Üçüncü Andronikos'u Maltepe'de yendi Bu muvaffakiyetinin arkasından İznik de zaptedirdi Bizanslıların İznik, İzmit gibi mühim şehirleri elden gidip, Türkler Boğaziçi'ne yaklaşırken Bizans imparatoru Türklerle sulh yapmak için kızı Teodora'yi Orhan beye verdi
Osman Gazi zamanı ile Orhan Gazi'nin ilk devirlerinde umumiyetle Bizanslıların aleyhine genişlemekteydi Halbuki 1336 yılını takibenden senelerde Osmanlılar gibi Türk olan Karası beyliğinin toprakları ele geçirildi Böylece ülke genişlerken Osmanlı idaresindeki Türk nüfusu da artışlar kaydetti Orhan Gazi devrindeki en mühim hâdise ve icraatın biriside Türklerin Rumeli'ye geç işidir Orhan beyin oğlu Süleyman Pasa 1354 de emrindeki kuvvetlerle Çanakkale boğazından karsı yakaya gelerek Gelibolu'yu sonra Bolayir, Tekirdağ, Malkara, Hayran bolu ve Keşan'ı zaptetmişlerdir
Çocukları: Süleyman Paşa, Kasım Bey, Murat Bey (padişah olmuştur), Halil Bey, İbrahim Bey, Fatma
Harbleri: Bursa'nın Fethi(1326), Maltepe zaferi(1329), İznik'in fethi(1330), Karası Beyliğinin işgal ve ilhakı (1336-1347) , İzmit'in fethi(1337), Üsküdar ve Kadiköyün zaptı (1352), Ankara'nın ilk işgali(1354), Rumeli'ye geciş (1354), Şehzade Süleyman Paşanın Trakya fütuhatı (1356-1358)
Muahedeleri: Bizanslılar ile İznik'in Osmanlılara terkine dair anlaşma(1330), Bizanslılar ile dostluk anlaşması (1346)

Osmanlı tarihininlerinin "Hüdavendigar" diye lâkaplandirlari Birinci Murat, Osmanlı devletinin gelişmesi uğrunda mühim hizmetler yapmış, gerek kendisinin , gerekse Lala Şahin Pasa, Hacı Il Bey ve Evrenos Beylerin gayretleriyle fütuhat sahasını süratle genişletmiştir Hac Il Beyin Edirne yakınında bir baskın hareketiyle 1363 yılında Sırp Sindiği zaferini kazanması, Türklerin Balkanlarda ilerleyip yerleşmesi için ilk merhalenin asılmasını temin etmiştir Sonra devlet merkezi Bursa'dan Edirne'ye nakledilmiştir Birinci Murat Balkan fütuhatına muntazam bir plân dahilinde devam ederek Bulgaristan ile Sırbistan'ın bir kısmini Türklere kazandırmıştır
Kaynak Forum: İslami Forum http://www.cennetyolculari.net//showthread.php?t=22196
Hac Il Beyin Edirne yakininda bir baskin hareketiyle 1363 yilinda Sirp Sindigi zaferini kazanmasi, Türklerin Balkanlarda ilerleyip yerlesmesi icin ilk merhalenin asilmasini temin etmistir Sonra devlet merkezi Bursa'dan Edirne'ye nakledilmistir Birinci Murat Balkan fütuhatina muntazam bir plân dahilinde devam ederek Bulgaristan ile Sirbistan'in bir kismini Türklere kazandirmistir Murat Hüdavendigâr Rumeli gütuhatindan baska Anadolu'da Osmanli ülkesinin genislemesine önem vermistir Bu arada Germiyan ve Hamit ogullarinin arazisinden hayli topraklar Osmanlilara katilmistir Ilk Osmanli - Karaman harbi de Birinci Murat zamaninda cereyan etmistir
Murat Hüdavendigâr Rumeli gütuhatindan başka Anadolu'da Osmanlı ülkesinin genişlemesine önem vermiştir Bu arada Germiyan ve Hamit oğullarının arazisinden hayli topraklar Osmanlılara katılmıştır İlk Osmanlı - Karaman harbi de Birinci Murat zamanında cereyan etmiştir
Osmanlıların gittikçe kuvvetlenerek büyümesi Balkanlı Hıristiyanları endişeye sevkettiğinden Sırp, Bulgar, Bosnalı, Macar, Ulah, Arnavut kuvvetleri müştereken harekete geçmişlerdir Murat bu hali kuvvetini 1389 yılında Kosova meydan muharebesinde kat'i bir mağlûbiyete uğratarak, Türklerin Balkanlarda bir kaç asır yerleşmesini temin etmiştir Birinci Murat, yalnızca gerih hareketleriyle meşgul olmamış, ayrıca devletin teşkilâtlanmasına da himmet etmiştir Yeni zapt edilen ülkelerdeki Hıristiyan çocukları toplayarak Türk - İslam terbiyesi verilip hususi şekilde askerlik için yetiştirilmek suretiyle, Osmanlı devletinde muntazam ve daimi bir asker sistemi olan "Kapıkulu askeri teşkilâtı" kurulmuştur Osmanlı askeri arasında önemli bir mevkii olan yeniçerilik böylece doğmuştur İlk Kadıaskerlik (Kazasker) makamı ile Veziriâzamlık makamı da IMurat zamanında ihdas etmiştir
Çocukları : Savcı Bey, Beyazıt Bey(padişah olmuştur), Yakup Bey, İbrahim Bey, Sultan Hatun (Nefise Hatun)
Harbleri : Ereğlinin alınması, Ankara'nın kat'i işgal ve ilhakı(1360), Dimetoka, Babaeski, Lüleburgaz'ın alınması, Edirne'nin fethi(1361), Sırp Sindiği savaşı (1363), Sultan Murat, Evrenos Bey, Timurtas Pasa ve Lala Şahin Pasa tarafından yapılan Rumeli fütuhatı (1366-1367), Kara Timurtas Paşanın Arnavutluk Akını (1883 - 1385), İlk Osmanlı - Karaman harbi(1386, Plosnik bozgunu (1387), Bulgaristan'ın işgalinin tamamlanması (1388), Kosova savaşı (Haziran 1389)
Muahedeleri : Bizanslılar ile Osmanlıların Rumeli fütuhadinin tanındığına dair muahede(1363), Ragüza (Dubrovnik) cumhuriyeti ile ticaret ve himaye muahedesi(1365), Sırp krallığının yıllık haraca bağlanması hakkında muahede(1376), Bizanslıların Osmanlılara vergi ve asker vermeleri hakkında muahede(1379), Karaman oğulları ile sulh muahedesi(1386)

Babası Birinci Murad'in 1386 da Karamanoğlu Alâattin Ali Beyle yaptığı Konya muharebesinde Rumeli askerine kumanda ettiği sırada harbdeki sürat ve celâdetinden dolayı "Yıldırım" unvanı verilmiş olan Beyazıt, Osmanlı padişahlarının en mühimlerinden biridir Devlet, daha kuruluş devresinde olduğu halde, Beyazid'ın on üç yıllık saltanatı sırasında yapılan fütuhatın genişliği ve Anadolu Türklüğünün bir bayrak altında toplanması gayretlerini bilhassa nazari dikkati çeker Kosova meydan muharebesini müteakiü hobin meyvelerini toplamak üzere Rumeli'de yapılan harekât neticesi: Sırplar Osmanlı himayesini tanımışlar, 1393 yılında da Bulgar devletine nihayet verildiğinden, Rumeli'dendi Türk nüfuz ve hâkimiyeti hayli kuvvetlenmiştir
Yıldırım Beyazid'ın fütûhata müstenit icraaatının mühim kısmi bilhassa Anadolu cihetinde toplanmıştır Saltanatının ikinci yılı zarfında Saruhan, Aydın , Germiyan ve Menteşe Türk beylikleri toprakları Osmanlılara katılmıştır Daha sonra Kastamonu Beyliği ile Sivas ve Kayseri bölgesi hâkimi Kadi Burhaneddin hükümeti arazisi de zaptedilmistir Anadolu beyliklerinin en kuvvetlisi olan Karaman oğullarıyla da muharebeler yapılmış, en sonunda 1397 de bu beyliğe de nihayet verilmiştir Beyazid'in Anadolu harekâtında gözettiği gaye, kuru bir fütuhat hırsından ibaret olmayıp, Osmanlı devletinin temelini teşkil eden Anadolu Türklüğünü bir bayrak altında birleştirmek noktasında toplanıyordu
Kaynak Forum: İslami Forum http://www.cennetyolculari.net//showthread.php?t=22196
Yıldırım Beyazıt yalnızca Anadolu'da meşgul olmadı Yıldırım unvanına uygun bir süratle icabettikse bir Rumeli bir Anadolu'da göründü İstanbul'u da üç defa kuşattı Son İstanbul kuşatması sırasında Karadeniz boğazını kontrol altında bulundurmak gayesiyle boğazdaki Anadolu Hisarını inşa ettirdi
Türklerin Rumeli'de Macar hudutlarına dayandığını gören Macar kralı Zigismund'un ugrasmalariyle on beş kadar Avrupalı milletin askerlerinden mütesekkil büyük bir haçlı ordusu hazırlandı Türk hududunu asıp tecavüze gecen haclıları Yıldırım Beyazıt Nigbolu'da 25 Eylül 1936'da müthiş bir mağlûbiyete uğrattı
Ünlü ve cesur padişah Yıldırım Beyazıt Anadolu ve Rumeli'de zaferler kazanırken Osmanlı Türklüğü için doğudan bir tehlike belirdi Timur'dan ibaret olan bu müthiş tehlike adım adım ilerlediğinden, Beyazıt bunu önlemek üzere 1402 temmuzunda Ankara'da Timur'la karsılaştı Ankara harbi Beyazid'in mağlubiyetiyle son buldu Timur Anadolu'yu baştanbaşa çiğnediğinden Osmanlı devleti yıkılma tehlikesi atlattı
Çocukları : Ertuğrul, Süleyman 8saltanat kavgasına karışmıştır), Musa(saltanat kavgasına karışmıştır), Isa (saltanat kavgasına karışmıştır), Mehmet(padişah olmuştur), Mustafa (saltanat davasında bulunmuştur) Kasım, Fatma
Harbleri : Saruhan, Aydın, Germiyan ve Menteşe Beyliklerinin zaptı(1390), İstanbul'un ilk kuşatması(1391), Kastamonu Beyliğinin zaptı(1392), Amasya ve civarının zaptı(1393), Bulgar devletine nihayet verilmesi(1393), Eflâk ve Arnavutluk Akını(1396-1397), Nigbolu meydan muharebesi (25 Eylül1396), Karaman oğullarıyla Akçay muharebesi(1397), Kadi Burhaneddin hükümeti topraklarinin alınması(1398), Timur'un Sivas zaptı(1400), Beyazid'in Erzincan'a girmesi(1401) , Ankara meydan muharebesi(1402)
Muahedeleri: Sırp prensi Stefan(etiyen) Lazarovic'in Osmanlı himayesini tanıdığına dair muahede(1389, Bizans İmparatoru Besinci Yuannis ve oğlu ikinci Manuel'in Osmanlılara haraç ve vergi vereceğine dair muahede(1390), Karaman oğullarıyla Osmanlı - Karaman sınırlarına dair sulh muahedesi(1390) Bizanslılar ile İstanbul'da Türkler için birtakım haklar tanındığına dair muahede(1391), Eflak Beyi MircaÄnin Osmanlı himayesin tanıdığına dair muahede(1397)

1402 Ankara mağlubiyetinden 1413 yılına kadar süren saltanat kavgalarında galip çıkarak 1413 yılında Osmanlı ülkesine tek basına hakim olmuştur Kardeşleriyle yaptığı mücadeleden galip çıkarak Osmanlı tahtına tek basına oturan Celebi Mehmet, Osmanlı devletinin ikinci kurucusu sayılmaya hak kazanmış bir hükümdardır Zira, Timur darbesinden sonra devletin birliğini yeniden tesis eden odur Fetret devrindeki mücadelesi esnasında, Anadolu'da Tosya, Çankırı ve Kalecik'i istirdat etmiştir Tek basına padişah olunca da , Samsun ve etrafını , ayrıca İzmir Beyi Cünceyd'in elinden İzmir'i almış, Karaman Oğullarını da yenerek Akşehir, Beyşehir, Seydişehir'i Osmanlı ülkesine bağlamıştır Rumeli'de ise elden çıkan toprakların bir kısmını istirdada muvaffak olduktan başka, ayrıca Arnavutluğa ve Eflak islerine karısan Macarlara akıncılar bile göndermiştir Celebi Mehmet bunlardan başka Şeyh Bedreddin Simav ve Şehzade Mustafa Celebi meseleleriyle de uğraşmak zoruna kalmıştır Cemiyetin nizi sarsıcı fikirleriyle etrafına bir sürü müride topladıktan sonra isyan eden Şeyh Bedreddin'in isyanını bastırıp taraftarlarını ortadan kaldıran, ayni zamanda devletin birliğini parçalayıcı bir tehlike halinde saltanat davasına kalkan Şehzade Mustafa isyanını yatıştıran Celebi Mehmet, pek dağdağalı gecen saltanat sırasında, Osmanlı devletini hemen hemen babasının zamanındaki durumuna geçirmeye muvaffak olmuş dirayetli bir hükümdardır
Kaynak Forum: İslami Forum http://www.cennetyolculari.net//showthread.php?t=22196
Çocukları: Mahmut, Yusuf, Ahmet, Murat (padişah olmuştur) Mustafa, Kasım, Selçuk Sultan, ayrıca ismi bilinmeyen iki kızı
Harbleri: İzmir oğlu Cüneyt Beyle mücadele (1414) , Karaman oğlu ile harb (1415), Venedikliler ile deniz harbi (1415), Eflak voyvodası Mirce ile mücadele (1416), Candan oğulları ile mücadele (1416 - 1417), Seyd Bedrettin Simav ve müridlerinin isyanlarının bastırılması (1420), Şehzade Mustafa isyanı ve bununla mücadele (1420- 1421)
Muahedeleri: Çelebi Mehmet ile Karaman oğlu ikini Mehmet beyin Süleyman Çelebiye karsı ittifak muahedesi (1406) Musa Çelebiye karsı, imparator ikinci Manuel ile Celebi Mehmet'in ittifak muahedesi (1410), Celebi Mehmet'in İkinci Manuel ile ittifakını tekid ve yenilemesi (1413), Ragüza cumhuriyeti ile himaye anlasmasinin yenilenmesi (1414), Karaman oğullarının Osmanlılara yardımına dair muahede (1415), Venedikliler ile sulh muahedesi (1416) Eflak voyvodası Mirca'nin vergi vereceğine dair muahede (1416) Bizans impararatoru ile şehzade Mustafa hakkında anlaşma(1419)

Fatih Mehmet'in otuz yıllık saltanatı hemen bastan basa mühim icraatla dolu gecen hareketli bir devirdir İlk defa İstanbul fethi gibi mühim bir is başarılarak bin yıllık Bizans imparatorluğuna nihayet verilmiştir Böylece orta cağ kapanarak yeni cağ açılmıştır İstanbul'un fethinden sonra Asya ve Avrupa topraklarında yeni ülkeler zaptı isine devam edilmiş ve Fatih Mehmet saltanatı boyunda 2 İmparatorluk, 4 Krallık, 6 Prenslik, 5 dükalik olmak üzere 17 Devlet fethetmiştir Anadolu'da Isfendiyar oğulları arazisi, Karaman oğulları topraklarinin tamamı denecek kadar büyük kısmi Trabzon Rum imparatorluğuna bağlı topraklar, Erzincan ve yöresi, Avrupa cihetinde : mora, Arnavutluk, Belgrad, hariç olmak üzere Sırbistan'ın tamamı zap edilmiş, Eflak kati olarak Osmanlı himayesine alinmiş, Kirim hanlığıda Osmanlılara bağlanmıştır Ömrünün ekseri kısmini harb meydanlarında dolduran Fatih'in İstanbul'un zaptından başka yaptığı muharebelerin en önemlisi Otluk belinde Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'la karsılaşmasıdır Sırbistan muharebeleri de hayli çetin olmuş, bunların birsinde Fatih yaralanmıştır
İstanbul'u Türk milletine kazandıran büyük Garip'in harb hareketlerinden başka mühim icraatı arasında ilim ve sanata kıymet vermesini be bundan dolayı âlim ve sanatkâr korumasını da zikretmek gerekir İstanbul'un fethim müteakip kurulan Fatih Medresesi ile ilk Türk üniversitesinin temeli atılmıştır Fatih, fikir ve vicdan hürriyetine yer vermesiyle de nazari dikkati çeken bir hükümdardır Italyada Centilo Bellini ismindeki ressamı getirerek resmini yaptırması on besinci asır gibi taassubun hayli fazla olduğu bir devirde yasamasına rağmen, Fatih'in sahsan ne kadar tolerans sahibi olduğunu gösterir
Kaynak Forum: İslami Forum http://www.cennetyolculari.net//showthread.php?t=22196
Çocukları : Beyazıt, Cem, Mustafa, Gevher Sultan
Harbleri : Karaman oğulları ile harb (1451), İstanbul un fethi (6 Nisan - 29 Mayıs 1453), birinci Sırbistan seferi (1454),

İkinci Beyazid'in padişahlığının bir kısmi kardeşi Cem'in saltanat mücadelesi ile dolu geçmiştir Beyazıt sofu, harbden çekinir tabiatli bir insandı Buna rağmen Mora ve Bogdan'a seferler yapmıştır Karadeniz'in bati kıyıları ile Mora kıyıları onun zamanında tamamen Türk hakimiyetine girmiştir Beyazıt'ın devrinde Türk deniz kuvvetleri kendisinden korkulacak seviyeye yükselmeye başlamıştır Rumenlideki akıncıların müthiş savletleri bilhassa hatirlanmiya değer Rumenlideki akınların dehşetine karşılık Anadolu tarafında İranlılara karsı çekingen davranmıştır Mısır kölemenleriyle yapılan muharebelerde de bazen Mısırlılar, bazen da Osmanlılar galip gelmiştir
Çocukları : Abdullah, Sehinsah, Ahmet, Korkut, Alemsah, Selim (padisah olmustur), Mehmet, Mahmut, Ayni Sah Sultan, Gevher Mûlûk Sultan, Sehzade Sah Hatun, Hatice Sultan, Hüma Sultan, Sofu Fatma Sultan

Babasını kuvvet kullanarak tahttan feragate zorlamak suretiyle padişah olan Selim, Osmanlı hükümdarlarının en şiddetlilerindendir Bu şiddetini umumiyle devlet otoritesi ve saltanatının kudreti uğranı kullanmıştır Kardeşleri Korkut ile Ahmed'i berataraf edip saltanatında rakipsiz kalınca büyük isler başarmaya teşebbüs etmiştir Yavuz un ilk büyük icraatı siilik yoluyla Anadolu'yu içten fethetmeye çalışan Iran sahi İsmail Safari'nin bu hareketini önlemek üzere tedbir alması ve İran'a sefere çıkmasıdır 1514 yılı ağustosunda İsmail Safav'vi Caldiran'da büyük malubiyete uğratmak suretiyle Safavi tehlikesini durdurmuştur Doğu Anadolu toprakları Osmanlı idaresine geçmiş ve Anadolu'nun Türk birliği böylece Yavuz Selim devrinde tahakkuk etmiştir
Kaynak Forum: İslami Forum http://www.cennetyolculari.net//showthread.php?t=22196
Güney sınırlarında Osmanlı devleti için bir tehdit ve tehlike kaynağı olan Mısır kölemenlerine karsı yaptığı seferde ise; 1516 ağustosunda Mercidabik, 1517 ocak ayında da Ridaniye zaferlerini kazanarak Kölemen devletine nihayet vermiş bu suretle Mısır, Suriye, Filistin ve Hicaz toprakları Osmanlılara geçmiş, ayrıca Halifelik de Osmanlı padişahlarına intikal etmiştir
Çocukları : Süleyman (padişah olmuştur) Hatice Sultan, Fatma Sultan, Hafsa Sultan

Kanuni Süleyman'ın 1520 den 1566 ya kadar devam eden saltanat devri Osmanlı İmparatorluğunun her bakımdan en kuvvetli ve yüksek devridir Kendisinden önceki padişahlardan bazılarının ortaya koymuş oldukları kanunları toplayıp bunların üzerine yenileri ekleyen Sultan Süleyman, bir kanun vâzii olması bakımından * Kanuni * diye anılır Kendisi umumiyetle âdil bir padişah olarak da tanılır Kanuni Süleyman padişah iken birçok zaferler kazanılmış ve bu zaferler neticesinde Asya, Avrupa ve Afrika da geniş ülkeler imparatorluk topraklarına ilâve edilmiştir Padişahın bizzat kendisi on üç defa sefere çıkmıştır ayrıca meşhur kumandan ve amiraller idaresinde yapılan harblerle kazanılan zaferlerin sayısı artmış, bununla ilgili olarak Osmanlı İmparatorluğunun arazisi büyümüştür
Orta Avrupa'nın kuvvetli bir olan Macar krallığı 1526 yılında Mohaç meydan muharebesiyle yere serilmiş ve toprakları en nihayet bir vilâyetimiz haline gelmiştir O devir Avrupa'nın en kuvvetli devleti olan Alman - Avusturya hükümeti uğradığı mağlubiyetler sonunda Osmanlı İmparatorluğuna vergi verir duruma girmiştir Barbaros Hayrettin gibi dünyaca meşhur bir kaptanın idaresindeki Türk donanması Akdeniz'i bir Türk gölü vaziyetine sokmuştur Osmanlı devleti en zengin durumuna da Kanuni devrinde yükselmiştir Onun için bir dosta yardim ve lütuf gayesiyle 1535 yılında Fransızlara kapitülasyon hakki tanınmasında, yani ticari imtiyazlar bağışlanmasında bir beis görülmemiştir Kanuni Süleyman âlim ve sairleri koruyan bir insandı da Onun için , gerek hükümdarın koruması sebebiyle, gerekse imparatorluğun ilerleyiş ve yükselişiyle mütenasibin Kanuni zamanında şöhretli âlim ve sanatkârlar yetişmiştir Mimar Sina gibi dehayı bas mimar tâyin eden Kanuni, onun, dünyaca meşhur abideler meydana getirmesine âmil olmuştur
Kanuni Süleyman'ın zaferleri kazanan muktedir bir kumandan olusu, değerli kimseleri işbaşına getirerek kabiliyetleri kıymetlendiren bir devlet adamı ve iyi teşkilâtçı bulunuşu, saltanatı boyunca cereyan eden icraatında devamlı şekilde göze çarpar
Çocukları : Abdullah,

İkinci Selim selefleri misillû kıymetli bir şahsiyet olmamakla beraber, Sokullu gibi miktedir bir vezirin sadrazamlık mevkiini işgal etmesi ve daha başka kıymetli devlet adamlarının is basında bulunması sebebiyle, onun zamanında Osmanlı imparatorluğu yükselme ve genişlemesine devam etmiştir İkinci Selim Osmanlı hükümdarları arasında sefere çıkma âdetini terk eden ilk padişah olmasına rağmen, Özdemir oğlu Osman Pasa, Koca Sinan Pasa ve Kılıç Ali Pasa gibi değerli kumandan ve amiraller sayesinde Yemen, Kıbrıs ve Tunus'un fethi mümkün olmuştur Yalnız , 1517 yılında denizcilikten anlamayan bir kimsenin donanmanın başına geçirilmesi yüzünden basa gelen Inebahti mağlubiyeti de ikinci Selim devrinde cereyan etmiştir
İçki ve eğlenceye düşkün olan İkinci Selim'in sahsan en mühim icraatı, kıymetli kimseleri işbaşında tutmasıdır değerli kumandanlar sayesinde nasıl mühim zaferler kazanılmışsa, Koca Mimar Sinan'ın mimar başılık vazifesinde devam ettirilmesi sayesinde essiz Türk âbidelerinin sayısı çoğalıp mimarimizin gelişmesi devam etmiştir İkinci Selim zamanındaki icraat meyaninda 1569 yılında Don ile Volga nehirleri arasında kanal açılarak donanmanın Hazar denizine geçirilmesi teşebbüsü bilhassa mühimdir Lâkin aslında ileri görüşlü bir kimse olmasına rağmen Sokullu Mehmet Paşanın bu isi ciddi tutmaması yüzünden kanal teşebbüsü tam muvaffakiyetle sona erdirilememiştir
İkinci Selim, sefere çıkmayan ilk padişah olmasına , muktedir vezir Sokollu'nun muhalefetine rağmen Kıbrıs adasının İmparatorluk arazisine katılmasını icraatıyla sağlamıştır Tunus'un fethinde de ayni şey söylenebilir Kılıç Ali Paşa'yı Tunus seferine gönderen ve ülkenin Akdeniz hâkimiyeti için önemini kavrayan da odur
Çoçukları : Esmahan Sultan, Mehmet, Gevher Mulûk Sultan, Sah Sultan, Murat (padişah olmuştur) Fatma Sultan, Süleyman, Mustafa, Cihangir, Abdullah, Osman

Ücüncü Murat mühim icraatlarda bulunacak bir sahsiyete sahip degildi Eglenceye ve kadinlara düskündü Saltanatinin ilk bes yili Sokullu Mehmet Pasanin sadrazamligi dolayisyle epeyce iyi gecti Nitekim Sokollu 'nun aldigi tedbirler neticesinde Lehistan Osmanli mayeini tanidi Türk siniri ilk defa Hazar denizine onun zamaninda ulasti
Zamaninda kapikulu disiplini hayli bozuldu, rüxvet ve suiistimal saraya girdi
Coçukları: Mehmet (padisah olmustur), Mustafa, Abdullah, Beyazit, Osman, Korkut, Yakup, Hasan, Ömer, Ali, Cihangir, Alâaddin, Abdurrahman, Murat, Selim, Davut, Ishak, Hüseyin, Yusuf, Mihrimah Sultan, Fahriye Sultan, Fatma Sultan, Ayse Sultan, Sultan Murat'in büyük oglu Ücüncü Mehmet tahta cikinca 19 Erkek 21 kiz kardesi vardi 62 erkek ve kiz kardesi babasinin sagliginda ölmüstü Üadisah oldugu gün 19 erkek kardesini ödürttü

Üçüncü Mehmet padişah olduğu zaman Avusturya ile harb devam etmekteydi Saltanatının ilk yılı zarfında Avusturya cephesinde Estergon, Eflâk tarafında da Yerköyü bozgunları olmuştu Sultan Mehmet babası ve dedesinin Osmanlı padişahlarının sefere çıkma adetlerini terk etmiş olmalarına bakmayarak devlet erkânininda kuvvetle isteği üzerine ordunun başına gelerek sefere çıktı Eğri seferi diye isimlendirilen bu sefer sırasında Eğri kalesi zapt edildikten başka ekim 1596 da Hocava meydan muharebesini kazanıldı Üçüncü sefer bir daha seferlerini tekrarlamadı Tiryaki Hasan Paşanın Kanije'de destanlar yaratan müdafaa harbi de onun Padişahlığı sırasında cereyan etti
Avusturya harbi devam ederken Anadolu'da Karayazıcı isyanı çıkmıştı Saltanatının son yılında da Iran harbi patlak verdi Üçüncü Mehmet babası derecesinde kadınlara düşkün olmamakla beraber bilhassa annesi Safiye Sultanin tesirinden kurtulamadı Halim selim tabiatli olusu mühim icraatlarda bulunmasına mâni oldu
Coçukları : Mahmut, Ahmet (Padişah olmuştur), Cihangir, Mustafa (padişah olmuştur), Selim ve adi tespit edilemeyen iki kız evladı

Birinci Ahmet 13 yasında bir çocuk olarak tahta çıktığı zaman 1593 yılında Avusturyalılara karşı acilmiş olan harb devam etmekteydi Avusturyalılar almış oldukları yerlerin bir kısmı da bu padişahın zamanında istirdat edildikten sonra, Osmanlı tarihinde bir dönüm noktası teşkil eden Zitvatorok muahedesi imzalanmıştır Bundan önce Osmanlı padişahları sulh masası basında istediklerini karşıdaki devlete dikte ettirirdi
Sadrazam Kuyucu Murat Paşanın Anadolu'daki Celâli isyanlarını bastırması bu devirde hatırlanmalıdır Evvelce padişahlık babadan büyük oğula geçerdi Birinci 'Ahmet ise saltanatın, hanedanın en büyük erkek mümessiline geçmesi usulünü ihdas etmiştir Türk mimarisinin şaheserlerinden İstanbul'daki Sultanahmet camisi de Birinci Ahmet tarafından yaptırılmıştır
Coçukları : Osman (Padişah olmuştur), Selim, İbrahim (padişah olmuştur), Murat (Padişah olmuştur), Mahmut, Beyazıt, Süleyman, Kasım, Hüseyin, Abide Sultan, Gevher Han Sultan, Ayse Sultan, Atike Sultan, Selim, Hanzade Sultan, Fatma Sultan

Akılca Zayıf bir kimse olan Birinci Mustafanin 3 ay 4 gün süren bir saltanatı sırasında, gerek saltanat müddetinin kısalığı gerekse padişahın is başaracak kudrette bir kimse olmaması dolayısıyla icraatından bahsedilemez Bir seneden biraz fazla suren ikinci saltanatı devrinde ise mühim icraat surda dursun bilhassa İstanbul bir curcuna içinde çalkalanmıştır Devleti gûya Sultan Mustafanin annesi idare etmiş gösterilse de aslında İstanbul'da her şeye zorbalar hâkim bulunduklarından memleket isleri yüzüstü kalmış, hükümetin otoritesi sarsılmış, maliye fakirleşmiştir Memleket bu halde iken Sultan Mustafa'nın zafiyetini kapatacak bir sadrazam is başına geçmemiştir
Coçukları : YOK

Duraklama devrindeki padişahların en uyanıklarından olan Sultan Osman pek genç yasta tahta geçmesine rağmen mühim isler başarmak isteyen bir hükümdardır Ondan önceki padişahlar Türk olmayan cariyelerle evlendikleri halde, İkinci Osman kendisine es olarak Türk kızlarını seçmek, cariye istihdam etmemek bakımından milliyetçi bir düşünceye sahip olduğunu göstermiş, kadınlara yüz vermeyerek onlara âlet olmaması bakımından da gene seleflerinden ayrılmıştır İkinci Osman tahta geçtiği günden itibaren ordunun düzensizliğinin farkına varmış, memleket içindeki inzibatsızlığın ve harplerdeki muvaffakiyetsizliğin sebebinin ordunun bozukluğundan ileri geldiğine kanaat getirmişti Ordu başına gelerek Lehist'a karşı yaptığı seferde Hotin kalesini kuşattı sırada bilhassa yeniçerilerin itaatsizlikleri yüzünden kale alınamayınca bu kanaati kuvvet kesbetti
Düzeni bozuk disiplinsiz ordu ile bir şey yapılamıyacağını hesaba katarak yeniçerileri kaldırmaya karar verdi Bunun için , hacca gitmek bahanesi ile yola çıkıp Mısır ve Anadolu'dan asker toplayarak yeniçerileri temizlemek istedi Lâkin gençliği ve tecrübesizliği dolayısı ile yeniçeriler niyetini anladılar Neticede yeniçeriler ayaklanarak genç padişahı tahttan indirdiler, tahkirlerde Yedikule'ye götürerek hapsettiler ve bu padişahı orada haince öldürdüler
Coçukları : Mustafa, Zeynep Sultan, Ömer

Duraklama devrindeki padişahların en değerlisi olan IV Murad'in çocukluk çağına isabet eden saltanatının ilk yılları zarfında devlet idaresi annesinin ve gemi yazıya almış olan ocak ağalarının elinde kalmıştı Hükümet merkezinin hercümerci ve devlet otoritesinin zayıflığı dolayısıyla memleket karışıklıklar içinde kötü günler geçirirken , öte yandan da İranlılarla harb devam ediyordu Dördüncü Murat yirmi yaşına ulaştığı zaman hakiki şahsiyetini gösterdi Bütün islere hâkim oldu, Evvelâ yeniçeri ve sipahilerin şımarık ve zorbalıklarına nihayet verdi Anadolu'daki zorbaları da temizledikten sonra ordunun başına gelerek Iran seferine çıktı Önce Revan ve Tebriz'e girdi Biâhere şiddetli savaşlarla Bagdad'i aldı Neticede, İranlılarla on yedi seneden beri devam eden harb Kasirisirin muahedesiyle sulhe bağlandı
Dördüncü Murat Yavuz Selim misillû sedit bir hükümdardı Bu şiddetini hemen her icraatında müsahede mümkündür Devleti hayli kuvvetlendiren Sultan Murat mali sıkıntıyı da önlemiştir Şiddetine rağmen güzel sanatlara derin alâka göstermişti ve kendisi de sairdi
Coçukları : Ahmet, Rukiye Sultan, Süleyman, Alâaddin, Gevher Han Sultan, Safiye Sultan, Mehmet, Kaya Sultan, Hafise Sultan

Sarayda senelerce kapalı vaziyette kaldığı ve hattâ öldürülme korkuları geçirdiği için Sultan Ibrahimin sinirleri bozulmuştu Amcası Mustafa gibi deli değilse de asabi mizaçlı, çabuk kızar ve inanilmiyacak bâzi seylere kolaylikla inanirdi Onun bu hali, mühim icraatta bulunmasina mani idi
Sultan İbrahim kadına çok olduğundan bu yüzden müthiş israflar yapılıyor, rüşvet ve suiistimaller birbirini takip ediyordu Halktan samur ve amber vergisi diye para toplanacak kadar israfta ileri gidildi bu müsrif Padişah, az hediye getirdi diye ehliyetli bazı devlet adamlarının öldürülmesi için ermişler bile vermiştir Zamanında kıymetli devlet adamlarda işbasına gedmedi
Sultan İbrahim devrinin en mühim hadisesi 1645 yılında Girit muharebelerinin başlamasıdır Girit harbine, içinde padişahın cariyeleri bulunan bir gemiye Venediklilerin tecavüzü sebebe olmuştu Osmanlı tarihinde en uzun süren harb budur 1645 yılında başlayan Girit harbi 25 sene devam ederek ancak 1669 da sona erdirilmiştir
Çocukları:Mehmet (padişah olmuştur), Süleyman (Padişah olmuştur, Orhan, Ahmet (Padişah olmuştur, Selim, Beyhan Sultan, Ayşe Sultan, Cihangir, Murat, Atike Sultan, Gevher Han Sultan

Osmanlı Padişahlarının en küçük yasta tahta geceni olan 4 Mehmet'in saltanatının ilk yılları pek karışık hadiselerle dolu geçmiştir Bu arada küçük padişahın annesi Turhan Sultan'ın en mühim icraatı Köprülü Mehmet Paşayı sadrazam yapmasıdır Böylece Dördüncü Mehmet'in devri saltanatında muvaffakiyetlere sahne olan sayfalar açılmıştır
Kaynak Forum: İslami Forum http://www.cennetyolculari.net//showthread.php?t=22196
Köprülü Mehmet Pasa Anadolu'daki Celâlilerin kökünü kazıdı Venediklileri Çanakkale boğazından uzaklaştırarak Girit'e yardim imkanı sağladı Onun yerine sadrazam olan oğlu Fazıl Ahmet Pasa Avusturya'ya sefer yaparak Uyvar'ı zaptetti Girit muharebelerini sona erdirerek adayi 1669 da Türklere kazandirdi Lehistan'a karsi acilan harbde kazanılan zaferler neticesinde Osmanlı siniri Podola'da en geniş haddine ulaştı Lehistan seferine bir aralık padişah da iştirak etti
Ava çok meraklı olan ve bu yüzden Avcı Sultan Mehmet diye iz bırakan 4 Mehmet Köprülüler sayesinde rahat ederek av merakini tatmine devam ettiği için Köprülü Mehmet Paşanın damadı Merzifonlu Kara Mustafa paşayı sadrazam yapmıştı Yegâne kusuru ihtiras noktasında toplanan, fakat aslında değerli bir adamı olan Merzifonlu Kara Mustafa Pasa, Avusturya'ya karsı 1683 yılında açtırdığı harbde, Viyana kusatmasiyle meşhurdur
Viyana kuşatması mağlûbiyetle neticelenince, bozgunlar birbirini takibetmistir Muharebe edilen devlet önce bir tane iken bilâhare düşman şayisi artar ve mağlubiyetler tedavi ederken 4Mehmet muharebe durumunu düzeltecek tesirli bir icraatta bulunmamış ve neticede tahttan indirilmiştir
Coçukları: Ahmet(padişah olmuştur), Mustafa (padişah olmuştur), Hatice Sultan, Fatma Sultan , Ümmügül Sultan

Dördüncü Mehmedin bir askerî ayaklanma sonunda tahttan indirilmesiyle padişah olan II Süleyman halim selim tabiatlı ve kadirşinas bir insandı
II Süleyman padişah olduğu zaman mağlubiyetlerin yarattığı zorluklar şiddetle devam etmekteydi Hattâ mağlubiyetler daha çok birbiri üzerine eklenmiş, Belgrat ve Nis de ordumuzun yenilgiyle Sırbistan elden çıkmış, Avusturyalılar Sofyanin yakınlarına kadar gelmişlerdi
Bu sırada Edirne de padişahın riyasetinde toplanan divanda Köprülü Mehmet Paşanın küçük oğlu Fazıl Mustafa Paşanın sadrazam yapılmasına karar verildi Fazıl Mustafa Pasa sadrazam olunca umumi ıslahat hareketine girişti Önce orduyu düzelterek askeri disipline soktu Ayrıca adli ıslahata da yer verdi Sonra ordunun başına gelerek Avusturya cephesine gitti Üst üste muvaffakiyetler kazanarak Belgrat dahil olmak üzere bütün Sırbıstanı kurtardı Bu arada Rus ve Venediklere karşı bir takım başarılar da elde edildi
Coçukları: YOK

Ağabeyi II Süleyman'ın kısa süren saltanatını müteakip padişah olan II Ahmet hiddetli bir tabiata malikti Takipçi bir yaradılışa sahip olmakla beraber telkin edilen şeylerin tesirinde de kalırdı
Onun için Köprülü Fazıl Mustafa Paşanın ölümünden sonra çok sadrazam değiştirdi Sadrazamların yoğun değişmesi ise esaslı bir yapılmamasına âmil oldu Zaten padişahın şahsiyeti kuvvetli olmadığından yıllardan beri sürüp giden harb dağdağası arasında memleketteki sıkıntı daha da arttı
II Ahmet tahta gectigi zaman Köprülü Fazıl Mustafa Pasa sadrazamdı II Süleyman zamanında Sırbistan'ı kurtaran da odur Lakin Salankamen meydan muharebesinde şehit düşünde, ordumuz bozuldu Salankamen mağlubiyetini başka mağlubiyetler takip etti Venediklilerin, Sakız adasını zaptetmelerinden bir kaç ay sonra II Ahmet Edirne'de öldü
Coçukları: İbrahim, Selim, Asiye Sultan, Hatice Sultan

Otuz bir yaşında Padişah olan Mustafa iyi tahsil görmüş ve mükemmel yetişmişti Gayretli ayni zamanda askeri muvaffakiyetler kazanmayı arzulayan bir insandı Bu azim ve niyetini devlet adamlarının muhalefetine rağmen ordunun başına gelerek sefere çıkmak suretiyle gösterdi
Padişahların sefere çıkmasının fazla masrafı mucip olduğunu ifade ederek, kendisini Edirne'de aliykoymak isteyen devlet erkânına Mustafa: "Bana ağırlık ve hazine lâzım değil, mahallinde kuru ekmek yerim, vücudumu din uğruna bez ederim, her ne denli merak arz olunursa sabır-ü tahammül ederim; hizmet-i ibadullah tamama ermeyince seferden dönmem" cevabini vererek sefere çıkma niyetinde ısrar etmişti
Zaten padişah olusunun üçüncü günü çıkardığı Hatt-i Humâyûnda << zevk-ü safa ve rahatı kendimize harâm eylemisdüzdür>> sözleriyle, büyük isler yapmak azminde olduğunu peşinen açıklamıştı
Mustafa üçüncü seferinde Avusturya ordusuna kumanda eden Prens Öjens Zenta'da Türk kuvvetlerini acı bir mağlubiyete uğrattı Zenta'da bircok kumandan ve askerlerle birlikte şehit düsen Sadrazam Elmas Mehmet Paşanın boynundaki mührü hümayun bile düşman eline geçti
Zenta mağlubiyetinin akabinde sadrazamlık makamına getirilen Köprülü ailesinden Amcazade Hüseyin Pasa 16 yıldan beri devam eden harbi sulha baglamiya çalıştı Neticede Karlofca muahedesi akdedilerek birçok topraklar düşmanlara terk edildi Osmanlı imparotorlugundan ilk defa geniş mikyasta toprak koparılması, devletin bir asırdan beri mevcut araziyi muhafaza kudretinin de kalmadığını göstermesi bakımından, Karlofca andlasmasi, imparatorluğun gerileme devrine girişinin en acık vesikasını teşkil eder
Karlofca muahedesinin imzasını sagliyarak, sulha kavuşturduğu memlekette bir takım düzeltme hareketlerine niyet eden Amcazade Hüseyin Pasa, padişahın hocası Şeyhülislam Feyzullah Efendinin er ise karışması ve usulsüz müdahaleleri yüzünden istifa edince, İkinci Mustafa hayli müşkül hallerle karsılaşmıştır Feyzullah Efendinin usulsüzlükleri umumi bir memnuniyetsizlik havası doğurduğundan Edirne'de vuku bulan bir askeri ayaklanma neticesinde Feyzulllah Efendi öldürülmüş, padişah da tahttan indirilmiştir
Coçukları: Murat, Mahmut (padişah olmuştur), Osman (padişah olmuştur), Zeynep Sultan, hasan, Mehmet, Ayşe Sultan, Ahmet, Safiye sultan, Selim, Emine Sultan, Hüseyin, Emetullah Sultan

Bir askeri hareket neticesi padişah olup bir ihtilâl neticesi tahttan indirilen üçüncü Ahmet'in saltanatının bir kısmı harb hâdiseleri, diğer parçası da sulhun kazandıracağı nimetlerden faydalanma icraatıyla doludur
III Ahmet padişah olduğu yıllarda Karlofca muahedesinin milletin ve devlet adamlarının üzerinde bırakmış olduğu acı tesir henüz silinmemişti Bu acı tesir devam etmekteyken, Rusların hududumuza tecavüzleri vukubuldugundan, Rusya'ya harb ilân edildi Sadrazam Baltacı Mehmet Pasa Rus Cari Deli Petroyu Prut nehri kıyısında yakaladı ama , fırsattan tam manasıyla istifade edilemedi Ruslar basit bir muahede ile büyük tehlikeyi attılar Böylece Rusların vaktinden önce büyümeleri önlenemedi 1715 de Venediklilere karşı açılan harbe ertesi yıl Avusturyalılar da karıştılar Venedik cephesinde üst üste muvaffakiyetler kazanıldıysa da , Avusturyalılar üstün geldiler Harbin sonunda imzalanan Pasarofca muahedesiyle Mora ve Dalmacya Benediklilerden kurtarıldı, ama Avusturyalılar bizden Belgrat dahil olmak üzere Kuzey Sırbistan ve Eflâk'in bati kısmı gibi, Balkanların müdafasinda da önemli mevkii bulunan toprakları kopardılar
III Ahmet in bundan sonraki devresi , önemsiz kabul edilen Iran harbi bir tarafa bırakılırsa umumiyetle sulh ve sükûn devri olarak kabul edilir Lâle devri diye isimlendirdikleri bu yıllarda memleket için faydalı isler de yapılmıştır Devrin incelen zevkinin mimarideki örneklerini teşkil edecek güzel süslü köşk ve saraylar inşa edilmiştir Fakat ne yazikki Patrona Halil isyanında güzel köşk ve saraylar yıkılmıştır
Istanbulda Ayasofya camisi karşısındaki üçüncü Ahmet çeşmesi bu devrin yadigârı halinde ayakta duran en güzel eserdir Lâle devri bir zevk ve eğlence devri olmakla beraber, Osmanlı imparatorluğunda ilk yenilik hareketlerinin göze çarptığı devirdir de Batıdan aldığımız ilk teknik vasıta olan matbaa Lale devrinde kurulmuştur Güzel sanatların ve tefekkürün kıymetinin anlaşılmış olduğunda şüphe yoktur Zira, sanatkâr da , bilgili insanlar da hakiki bir himaye ve taltife mahzar olmuşlardır Bu sebeple her iki branşta da gelişmeler olmuştur
Coçukları: Mustafa (padişah olmuştur), Abdülhamit (padişah olmuştur), Nazife Sultan, Isa, İbrahim, Süleyman, Selim, Beyazıt, Ali , Seyfeddin, Numan, Selim, Mehmet, Abdülmelik, Ayşe, Zeynep, Ümmi Selâma, Zübeyde, Emetullah, Atike, Rabia, Saliha, Ümmi Gülsüm, Hatice, Rukiye, Esma

İran harbi devam ederken tahta gecen I Mahmut irade ve azim sahibi bir hükümdardı 1736 yılına kadar süren bu harblerde bazen Türkler bazen de İranlılar üstün geldiği halde, padişahın devamlı şekilde Güney Kafkasya ve Azerbaycan'ın ilhakı ve buraların yerleşik bir Türk idaresin sahib olmasi siyasetini takip ettiği musahede edilmektedir Birinci Mahmut devrinin Iran harblerinden daha mühim mücadelesi Osmanlı - Rus ve Avusturya harbidir Rusların Azak ve Kirim a tecavüzleri üzerine 1736 da başlayan harbe ertesi yıl Avusturyalılar da girmiş ve cephe hayli genişlemiştir Türk ordusu Avusturyalılara karşı üst üste galibiyet kazandığı ve Ada kale, Belgrat, Avusturyalılardan kurtarıldığı halde, Rus cephesinde pek muvaffakiyet temin edilememişti Neticede imzalanan Belgrat muahedesi ile Basarofca'nin kayıpları telâfi edildi Yalnız, bu sırda Türkler lehine aracılık yapan Fransızlara karşı kapitülasyonların genişletilmesi Türkiye bakımından hiç de iyi bir icraat olmamıştır Harbler bittikten sonra I Mahmut imar islerine önem vermiştir Kendisi şahsen imar e hayır islerini seven bir insandı Meydana getirdiği çeşitli imar isleri arasında en mühimleri Nuruosmaniye ve Beylerbeyi camileri ile Fatih'ten beri Osmanlı padişahlarının oturduğu Yeni Saraya şimdiki isminin verilmesine sebep olan Topkapı sarayıdır
Birinci Mahmut devrinin mühim icraatını meyaninda Avrupa tarzında ordu yetiştirmek mevzuunun ilk defa ele alınışını zikretmek gerekir Bu yolda bir olmak üzere Topal Osman Paşanın sadrazamlığı sırasında bir Fransız dönmesi olan Kumbaracı Ahmet Pasa (Kont de Boneval) kumbaracı ocağının ıslahına memur edilmiştir Kont kumbaracı erlerini yetiştirmek için, düzenli talimler, harp oyunları yaptırmıştır Ahmet Pasa topçu subaylarına matematik dersi vermiştir Kendisi, her ne kadar orduda önemli bir vazife görememişse de , devamlı olarak hazırladığı planları ve raporları ile ordunun Avrupaî tarzda yönetimine tesir etmiştir Bütün teşebbüsler ileride kurulacak mühendis hanelerin de nüvesini teşkil etmiştir
Coçukları: YOK

Elli Sekiz yaşında tahta gecen ve kardeşi Birinci Mahmut gibi evlât sahibi olmayan III Osman mütehevvir bir mizaca sahipti Çabuk kızması ve kuşkulanması dolayısıyla üç senelik saltanatı sırasında yedi sadrazam değişikliği yapmıştır Bu çabuk kızan padişah bir gün asabi anında sadrazam Hekimoğlu Ali Paşaya << Ben seni azleder ve hamallar kethüdası Ali ustayı vezir edinirim>> demiş, sadrazam da << evet yaparsınız, lâkin hamal Ali Pasa olur, Hekim Ali Pasa olamaz>> cevabini vermişti
Kısa süren saltanatı sırasında hiçbir harb cereyan etmemiş, iç isleri bakımından da mühim hâdise olmamıştır Kudretli bir şahsiyete sahip bulunmayan III Osman'ın mühim icraatına da şüphesiz rastlanamaz Bu padişahın şahsen en göze çarpar icraatı Kehimoğlu Ali Paşayı ve bilhassa Koca Ragip Paşayı sadaret makamına getirmesidir İnşasına I Mahmut devrinde başlandığı halde, ikmalinin bu padişah zamanında vuku bulması ve vakıflarının tesisi dolayısıyla ismine Nûr-u Osmanî denilen cami, Osmanlı mimarisine Avrupa nın tarzının tesirini gösteren bir örnektir
Coçukları: YOK